image

PeyamaKurd - İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, ülkesinde ve dünyada tepkilere yol açan ses kaydıyla ilgili ilk kez konuştu.

Açıklamasında ses kaydında yaptığı konuşmasının arkasında olduğunu gösteren Zarif, diplomasi ile askeri alan arasındaki sinerji ihtiyacına dair gizli bir teorik konuşmanın, ülke içi çekişme ve kişisel eleştiri konusuna dönüştürülmesine çok üzüldüğünü dile getirdi.

Zarif, ABD tarafından Ocak 2020'de öldürülen eski Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani dahil Devrim Muhafızları'nın İran'da her alanda dizginleri ele geçirip karar mekanizmasını yönlendirmesi, bu kapsamda dini lider Ayetullah Ali Hamaney ile birlikte Dışişleri Bakanlığı'nı hiçe sayarak dış politikayı etkilemesi ve nükleer anlaşmayı engellemeye çalışmasına dair ses kaydında sıraladığı eleştirilerin arkasında durdu.

“İran’da askerlerle diplomatların ilişkisinde bir ayarlamaya ihtiyaç var”

Zarif sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, 20 yıldan daha fazla süre dostlukları bulunan Süleymani'nin insancıllığını, barışçılığını ve cesaretini uluslararası mahfillerde savunduğunu hatırlatan Zarif, ses kaydındaki sözlerinin ana fikrinin askeri alan ile diplomatik alan arasında akıllı bir uyumlanma ihtiyacı olduğunu söyledi.

Ülke politikalarının gerçekleştirilmesinde askerlerle diplomatların sahada ve diplomatik alanlarda birbirini tamamlayan iki unsur olduğuna işaret eden Dışişleri Bakanı, İran'da iktidarın bu iki kanadı arasındaki ilişkide akıllıca bir ayarlama ihtiyacı olduğunu dile getirdi. 'Yasal yapılar aracılığıyla ve yüksek liderin büyük yetkisi altında öncelikleri belirleme ihtiyacını' da sözlerine ekledi.

“Uzmanlar, kendi görüşlerini çekinmeden dile getirebilmeli”

İranlı muhafazakarlar tarafından 'kellesinin istenmesine' yol açan ses kaydındaki eleştirilerinin arkasında duran Dışişleri Bakanı Zarif, uzmanların doğru bildiği konularda kendi görüşlerini çekinmeden dile getirmeleri gerektiğini, şahsi konfor ve menfaatleri uğruna kendilerine otosansür uygulamalarının ihanet anlamına geleceğini kaydetti.

Zarif sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“Ülkenin çıkarlarını ve İran'ın sabırlı ve yiğit halkını korumak, son ana kadar arkasında duracağım bir yemindir. Ancak uzman görüşü verirken teskin çabası ve otosansürü ihanet olarak görürüm. 40 yıl boyunca (siyasi) tahlillerimde müçtehit ve (müesses nizamın aldığı kararları) icra konusunda mukallit olmaya çalıştım.”