
PeyamAnaliz- Kürdistani Seçim İttifakı (Azadi Hareketi, PAK, PDK, PDK-T, PSK), 24 Haziran’da yapılacak olan cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri için daha geniş kesimlerin ittifakını hedefleyen siyasal prensiplerini 2 Mayıs 2018 günü kamuoyuna açıklamıştı. Dün yapılan açıklamada ise HDP’nin, Kurdistani Seçim Bloğu ile anlaşma sağlayamadığı duyuruldu.
“Heterojen bir sistemi olan HDP ne istiyor?”
Bilindiği üzere, HDP birçok kesimin haklarını savunduğunu ve kendisini sosyal demokrat bir parti olarak nitelendiriyor. HDP’nin oy oranlarının birçoğu Kürt halkı üzerinden aldığını yola çıkaraktan Kurdistani Blok ile mikro anlamda da olsa belirli bir ortaklığa gitmemesi mefhumu nasıl açıklanabilir? Bu partinin ‘Halkların kardeşliği ve ortak vatan vurgusunun’ içsel anlamında yatan temel nokta halkların hakkı ise, Kürdistani bloğun Kürdistani taleplerine olan yaklaşımı neden negatif bir şekilde vuku buldu?
Kürdistani bloğun aktardığına göre, HDP ile 8 Mayıs 2018 günü yapılan toplantıda, HDP heyeti ’’Sunmuş olduğunuz siyasi prensipler konusunda mutabıkız’’ ifadelerini kullanmıştı. Peki bir konuda muhataplara ‘aynı konuda mutabıkız’ deyip Kürdistani kesimi temsil eden bu muhatapları neden bir kez daha kulak ardı ediyor?
Kürt halkının haklarını savunduğunu belirten HDP, yeri gelince biz “Kürt Partisi” değiliz demeyi de biliyor, “Kürt halkının oylarına fazlası ile muhtaç olduğunu da.” Peki ne istiyor HDP?
“Neden Kürdistani refleksi görmezden geliyor?”
Bildiğimiz kadarı ile, Filistin’in bağımsızlığına destek verirken, Kürdistan’ın Bağımsızlığını ulus devlet modeli etkisini yitirdiği için, tüm halklar devletsiz de yaşayabilir ilkesini de benimsiyor.
Konu Kürtlerin haklı talepleri olurken, ‘Kürdistan meselesini’ topluma ‘Bir siyasi sorunmuş’ gibi yansıtıyor. Tüm halkların, ezilen sesiyiz diyen HDP, kendisi ile Kürdistani bir çizgide ittifak kurmak isteyen Kürdistani bloğu neden geri plana atıyor? Bölgedeki hakimiyeti elinde tutan bu parti, neden Kürt halkına yönelik ekonomik, politik, siyasal alanlar açarak oradaki potansiyeli değerlendirmiyor da, Filistin’deki bir olayda mazlum halkın yanındayız diyor? Şimdi diyeceksiniz ki, “Ee kardeşim bu parti hiç mi bir şey yapmadı Kürt halkı için?” haklısınız ama biz de size soruyoruz, “Lafla peynir gemisinin yürüdüğünü siz ne zaman gördünüz?” diyeceksiniz ki, “Biz ortak bir vatanda yaşamak istiyoruz, ortak bir bayrak altında siyaset yapmak istiyoruz HDP, bize bu imkânı tanıyor” peki biz de soruyoruz, “ Ortak bir vatanda siyaseti anadiliniz, kültürünüz ve kendi toplumsal deneyimleriniz ile yapamadığınız sürece, politikleşmenin getirisi neler olacaktır?”
(KCK) Yürütme Konseyi üyesi Mustafa Karasu, Kürdistani Blok ve HDP görüşmesine ilişkin önce, “Kürdistani Blok hiçbir şey talep etmeden, HDP’nin düzenine göre hareket etmeli” açıklamasını yaptı. Daha sonra tarafların anlaşma sağlayamaması üzerine ise, “HDP kendi paradigması ve siyasi anlayışıyla çelişmeyecek biçimde bu güçlerle Kürdistan zemininde hem seçim ittifakı yapabilir hem de siyasi ilişki kurabilir” açıklamasını yaptı. Ayrıca Karasu, HDP bir Kürt partisi değildir ancak Kürtlerin de partisidir” ifadelerini de kullandı.
Bu noktada Karasu hakkında akıllara iki soruyu geliyor. Görüşmeden önce neden, “Kurdistani Blok, Bir şey talep etmemeli” diyor da, “İttifakın negatif sonuçlandığı” açıklamasından sonra, “Kürdistani zeminde ittifak yapabilir” diyerek, Kürt halkının kendilerine olan zaaflarını kullanıyorlar?
Bu sorular ile HDP’nin söylemlerindeki çelişkiler genişletilebilir ölçektedir. Biz soruları genişletmekten ziyade “size ama sadece size soruyoruz” ve sizden objektif bir cevap bekliyoruz, “Kürdistani bloğun kendi iç problemlerini bir kenara bırakıp bir araya gelerek, Kurdistani bir refleks oluşturduğu bu gergin politik ortamda, HDP bu kesim ile ittifak oluşturmayı neden reddederek Biz Kürt halkının da savunucusuyuz” diyebiliyor? Bu yaklaşımındaki rahat tavrı nasıl elde edebiliyor? Neden Kürt halkının taleplerine ses vermiyor da halkların savunucusuyuz diyor?